ATİNA AKROPOLİS (ARKEOLOJİ) MÜZESİ

Dördüncü kez Atina’ya geliyorum. Sağı solu gezmekten Akropolis müzesini gezecek zaman kalmıyordu. Sonunda 9 Haziran sabahı, amacıma ulaştım, bu muhteşem eserleri gördüm ve fotoğrafladım.

Akropolis kelimesi yunanca olup, akro (yüksek) ve polis (kent) sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle türetilmiş. Klasik yunan kentlerinde; yüksek yerdeki kralın sarayını korumak amaçlı savunmaya uygun (kale gibi) yer, ya da kentin koruyucu tapınağının bulunduğu tepe yer. Nitekim, Atina Akropolisi de böyle bir yer.

Atina Akropolisi; kentin ortasında, 90 m. yükseklikteki üstü düz bir kaya kütlesinin üstünde bulunuyor. Burası bir kale iken, arkaik dönemde (M.Ö. 480 den önce) bir tapınağa dönüşmüş. Pers istilası sonrası Perikles döneminde, Atinalılar, Akropolis’de kutsal alanda büyük bir inşa hareketine giriştiler. Sparta’nın işgal etmesiyle, Atina ve Akropolis bir kez daha yıkılıyor. M.Ö. 394 yılında, kent duvarlarıyla birlikte Atina yeniden inşa ediliyor. Atina’nın, 1833 yılında modern Yunanistan’ın başkenti yapılmasıyla birlikte Akropolis ve çevresi, ortaçağ ve Osmanlı binalarından arındırılarak antik çağ yapılarından oluşan bir yer haline getiriliyor.

Bugün Akropolis’de dört ana bina var; Parthenon, Propylia, Athena Nike tapınağı ve Erechtheion. Akropolis ve çevresinden çıkarılan eserler, Akropolis müzesinde sergileniyor. Müzeye giriş ücreti olarak €10 (euro) ödedim.

Müze binası 14.000 m2 olup, Akropolis’in eteğinde, Dionysiou Areopagitou sokağı üzerinde bulunuyor. Dört katlı müze binasının dört tarafı camla kaplı. Müzeyi gezerken, Akropolis’i de görebiliyorsunuz.

Giriş katında, turnikelerden geçtikten sonra merdivenlere kadar olan bölümde, Akropolis’in yamacından çıkarılan eserler sergileniyor.

Birinci katta, arkaik döneme ait eserler bulunuyor. Athena’nın heykelleriyle ve Demeter’in Zeus’tan olma kızı, badem gözlü Kore’nin (Persephone) renkli heykelleri de bu bölümde, ancak fotoğraf çekme yasağı nedeniyle, bu katın yarısında fotoğraf çekemedim. Yine bu katta; Erechtheion, Propylia ve Athena Nike’dan çıkarılan eserler yer alıyor.

İkinci katta; yunan lezzetleri sunan büyük bir restoran, kitap satış yeri, Akropolisi video ile sürekli gösteren bir multimedya merkezi ve sergilenen bazı antik röliyefler bulunuyor.

Üçüncü kat, tamamiyle Parthenon eserlerine ayrılmış. Ayrıca, müze binasının temelinde de kazılar devam ediyor. Bazı bölümlerin üstleri, dışarıdan görülmesi amacıyla, camla kapatılmış. Kazılar tamamlandığında, bu bölümler de ziyarete açılacakmış.

Sergilenen eserler çok etkileyici, mermer heykeller öyle işlenmiş ki, hemen yerinden kalkacak kadar canlı gibi. Mutlak görülmesi gereken müzelerden biri. Müze içinde izin verilen bölgelerde çektiğim fotoğraflar, aşağıda ”Görseller” bölümünde yer alıyor.

Nana Mouskouri’nin seslendirdiği Athina adlı müzik eşliğinde keyifli okumalar diliyorum. https://youtu.be/DZSioRy7nOU

Diğer yazılarımda da görüşmek dileğiyle, hoşçakalın…

GÖRSELLER:https://photos.app.goo.gl/UTZt8MqCmc9LociYA

Yorum bırakın