YÖRGÜÇ RÜSTEM PAŞA CAMİİ, GÜMÜŞHACIKÖY

27 Mayıs günü Yücel Tanyeri ve Ahmet Şenol arkadaşlarımla, Amasya’nın şirin ilçesi Gümüşhacıköy’deydik. Gümüşhacıköy ve onun mahallesi Gümüş gezimizde, arkadaşımız Menderes Kırmızı hem eşlik etti, hem de rehberimiz oldu.

Gümüşhacıköy’ün Tarihteki ilk sakinleri Kimmerler. Kafkasları aşan Kimmerler, batıya olan göçlerini sürdürerek Paphlagonia denilen bu bölgeye gelmişler. Gümüşhacıköy, bir Roma kenti olan Etonia’nın (M.S. 140) üzerine kurulmuş. Selçuklu döneminde, Artu Bey tarafından ele geçirilmiş. Osmanlı döneminde yöredeki gümüş madeni işletilmiş. Buraya Nazır olarak atanan Hacı Ahmet Çelebi’nin adından dolayı, Hacı Nazır Köyü olarak anılmaya başlamış. Daha sonra, başına gümüş eklenerek Gümüşhacıköy denilmiş.

Yörgüç Rüstem Paşa; Osmanlı tahtına II. Murat olarak çıkacak olan Şehzade Murat’ın Amasya valiliği sırasında, şehzadeye lala olarak görevlendirilmiş. II. Murat padişah olunca da yine Amasya bölgesine Rum Beylerbeyi olarak atanmış. Paşa, bölgeyi isyancılardan temizlemiş, Ordu ve Çarşamba’yı Osmanlı topraklarına katmış. Bu başarılarından dolayı da vezirlik mertebesine yükseltilmiş. Sırp asıllı olan paşanın asıl adının Jorgic olduğu sanılıyor. Bu nedenle de adı Yörgüç olarak anılıyor. 1442 yılında Amasya’da ölen paşa, Amasya ve çevresinde bir çok eser inşa ettirmiş. Onlardan biri de 1426 yılında yapılmış olan ( Amasya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün web sayfasında 1431 olarak veriliyor), Gümüşhacıköy ilçesi Gümüş mahallesindeki Yörgüç Rüstem Paşa Camii.

YÖRGÜÇ RÜSTEM PAŞA CAMİİ

Dikdörtgen kesitli olan Yörgüç Rüstem Paşa camiinde orta sahının (kubbealtı) üstü, ortadaki kubbe büyük olmak üzere, üç kubbe ile örtülmüş. Orta kubbe, dört fil ayağının üzerine oturuyor. Fil ayakları, camiyi üç sahına ayırıyor.

FİL AYAKLARI VE SAHINLAR

Sağ ve sol sahınların çatıları, üçer tonozla kapatılmış. Cami, moloz ve kesme taşlarla inşa edilmiş. Son cemaat mahalli, altı sütunun taşıdığı bir sundurma ile kapatılmış. Fil ayakları kesme taşlardan örülmüş. Fil ayaklarında taş örgünün bitiminde, yatay geometrik desenlerden başlayıp, kubbeye doğru kemerler boyunca uzanan çiçek ve geometrik desenler bulunuyor. Kubbe tavanlarını da dairesel motifler süslüyor.

CAMİNİN ORTA KUBBESİNDEKİ AVİZE

Orta kubbede, aydınlatmayı sağlayan çiçek motifleriyle süslü dört pencerenin arasına, yine çiçek motifleriyle süslü dört adet sağır pencere yerleştirilmiş. Benzer durum, diğer iki küçük kubbede de görülüyor. Doğu, batı ve güney duvarlarında, yere yakın bölümde kemerli hissettirecek şekilde süslemeli büyük pencereler, onların üstünde yuvarlak pencere ve en üstte de kemerli nispeten küçük bir pencereler caminin içine gün ışığının girmesini sağlıyor. Yuvarlak pencerelerin ortasına mavi renkli, üstteki kemerli pencerelerin ortasına üç adet sarı renkli cam yerleştirilmiş. Bu pencerelere bir hareketlilik kazandırıyor.

Ahşaptan olan minber yeni. Dikdörtgen bir çerçeve içine yerleştirilen mihrabın sağ ve solundaki uzun kenarları geometrik desen ve çiçek motifleri ile bezenmiş. Bu bezeme cami içine bir ferahlık veriyor. Cami girişinin üzerinde, ahşap direkler üzerinde kadın mahfeli bulunuyor. Girişe göre, sağ köşede kesme taştan örülmüş tek şerefeli minaresi yer alıyor. Avluda, caminin giriş kapısının tam karşısında, sekiz sütun üstüne oturmuş ahşaptan tavanlı bir şadırvanı var.

Hamamözü ilçesine gelip giderken önünden geçtiğim, dikkatimi çekmeyen bu caminin bu kadar görkemli olabileceğini düşünmemiştim. Gümüş mahallesi küçük bir yer. Ancak, öyküsünü öğrendiğimde, büyük bir cemaate hizmet verdiğini anlıyorum. Sonuçta, Anadolu’da bulunan camiler arasında önemli bir yeri var. Yolunuz, bu taraflara düşerse, ziyaret etmeyi ihmâl etmeyin.

Bir başka yazımda buluşmak üzere, esen kalın dostlar.

GÖRSELLER: https://photos.app.goo.gl/xarcRg4UBcNRqDZKA

2 comments

Yorum bırakın